Merhaba değerli gönül dostlarım, Hayatın içinde yürürken zaman zaman öyle insanlar çıkar karşımıza ki, bir an durur düşünürüz: “Bir ceketin bile yüzü, astarı var… Peki ya insanın?” Ne gariptir ki, bir kumaş parçası kadar onuru olmayan,
Bir düğme kadar sadakati taşımayan,
İki yüzlü insanlar arasında yürürüz…
Ceket dediğin; dışı başka, içi başka olsa da
Bir uyum, bir zarafet taşır…
Ama bazı insanlar vardır ki; Dışı güler, içi kinle yanar… Bir söz söyler, ardında başka bir niyet taşır…
Bir tebessüm eder, arkanda hançer saklar… Haysiyet , insanın gömleğinin yaka etiketi değil;
Yüreğinin gizli imzasıdır…
Kimi alnında taşır bunu şeref gibi,
Kimi bir ömür boyu arar ama bulamaz…
Ve sen bil ki dostum;
Hayat, sana sırf dürüst olduğun için sırt çevirse de,
Yalnızlığın en onurlu yalnızlıktır,
Yüzü ve astarı bir olanların tarafında…
Ceketin yüzü rüzgârda dalgalanır belki,
Ama astarı kalbinin sıcaklığını taşır…
İnsan da öyle olmalı; İçiyle dışı bir, sözüyle özü bir… Ey gönül dostum…
Bir ceketin bile onuru varsa,
İki yüzlü insanlara saygı duymak zûldür…
Sen her zaman bir tarafı karanlıkta kalana değil,
Tüm yüzüyle aydınlık olandan yana ol… Hayat kısa, karakter büyük bir servettir… Ve unutma, İki yüzlülerin giydiği en pahalı ceket bile,
Bir haysiyet kadar değerli olamaz. Saygı ve sevgiyle… SAKARYALI YUSUF DURDURMUŞ