HAYATA EVET, SAHTE YÜZLERE HAYIR
Hayat… Ne olursa olsun yaşamaya değer.
Çünkü her nefes, insana yeniden verilmiş bir imkândır. Her sabah, ömrün defterine eklenen yeni bir sayfadır. Ama asıl mesele sadece yaşamak değildir; asıl mesele, kendi benliğini koruyabilmek, hayallerine sahip çıkabilmek, ruhunu kirletmeden yolunu sürdürebilmektir.
Ben hiçbir zaman diyemedim, belki de kalbimde ukde olarak kalan en ağır şey budur; ama siz, ihtiyaçlarınız için, hayalleriniz ve öncelikleriniz için başkalarına “HAYIR” demeyi erken yaşlarda öğrenin. Çünkü bir “hayır”, çoğu zaman bütün bir ömrün en büyük “evet”idir. O “evet”, sizin özgürlüğünüzdür, sizin onurunuzdur, sizin hakikatinizdir.
İnsanı yoran hayatın ağırlığı değildir, insana asıl yük olan;
şatafatın ardına gizlenmiş görgüsüzlükler,
ucuz bir özentilikle yaşanan sahte hayatlar,
kutsanmış gibi gösterilen dipsiz bir cehalet,
hiç dinmeyen bir öfkenin kör karanlığı,
aldatan kalabalıkların boş alkışları,
ve doymak bilmeyen egoların aç gözlülüğüdür.
Bunlar insanın ruhunu çürütür, kalbini yaralar, vicdanını susturur. İnsanı, insana yabancılaştırır. Oysa hayat; başkalarının gölgesinde, sahte onayların arasında tüketilecek kadar değersiz değildir. Hayat, ancak kendi yolunda yürüyenlerin omuzlarında gerçek anlamını bulur.
En büyük huzur, kalabalıkların arasında değil; sessizliğin ortasında, insanın kendi içinde kurduğu denge ve sükûndadır. O dengeyi koruyabilmek için bazen hayır demek gerekir. Bazen ardına bakmadan yürüyüp gitmek gerekir. Bazen de yalnız kalmayı göze almak gerekir. Çünkü yalnızlık, çoğu zaman kalabalıkların ortasında yaşanan sahte varoluşlardan çok daha değerlidir.
Unutmayın; hayatın gerçek değeri, kendin olabilme cesaretinde gizlidir. İşte o cesaret, insanı hayata bağlar, yaşadığı her günü anlamlı kılar.
REHBER KOORDİNATÖR
BAĞIMSIZ YAŞAM KOÇU
ENGELLİ HAK SAVUNUCUSU
YAZAR
MİLLİ YÜZÜCÜ
ŞAİR
BİLGİSAYAR YAZILIMCISI
SAKARYALI YUSUF DURDURMUŞ
