HAYATIN SANATI VE İNSANIN DEĞERİ
Hayat; kimine göre başarıların, kimine göre servetlerin, kimine göre ise görünüşlerin toplamıdır. Oysa hayat ne çetele tutmaktır ne de başkalarının gözünde şekil almaktır. Hayat; engelli de olsan, engelsiz de olsan, seni sen yapan değerlerle var olmaktır. Çünkü hayat, bedenin sınırlarını değil, kalbin derinliklerini ölçer.
Hayat; kaç kişiyle yol yürüdüğün değil, o yolda kaç gönle dokunduğundur.
Kimi incitip kimi onardığındır.
Kendine ne kadar dürüst olduğun, ne kadar güven verdiğin, ne kadar şefkat taşıdığındır.
Engelli olmak bir eksiklik değil, hayatı farklı bir pencereden okumaktır. Engelsiz olmak da üstünlük değil, daha fazla sorumluluk taşımaktır. Hayatın özü; kimin hangi bedende, hangi şartta olduğunda değil; sevgiyi mi büyüttüğünde, yoksa nefreti mi çoğalttığında gizlidir.
Hayat; kıskançlığı yenebilmek, önem vermeyi öğrenebilmek, güven inşa edebilmektir.
Hayat; insanı sahip olduklarıyla değil, ruhunun berraklığıyla görebilmektir.
Ve en önemlisi, kendi yaşamını başkalarının yolunu aydınlatmak için kullanabilmektir.
Hayat, sanatın ta kendisidir. Bu sanat; kimi zaman gözyaşıyla, kimi zaman kahkahayla, kimi zaman da engellerin aşılmasıyla şekillenir. Bir insanın en büyük engeli; ne gözlerinde, ne kulaklarında, ne de ayaklarındadır. En büyük engel; sevgisiz kalmış bir yürektir.
Unutmayalım; insanların en acizi dost edinemeyendir, ondan daha acizi ise dostunu kaybedendir.
Gerçek dostluk, gerçek insanlık, gerçek hayat işte burada başlar.
SAKARYALI YUSUF DURDURMUŞ
