ŞÜKÜRLE YAŞAMANIN AĞIRLIĞI VE KİBRİN ÇÖKÜŞÜ

ŞÜKÜRLE YAŞAMANIN AĞIRLIĞI VE KİBRİN ÇÖKÜŞÜ

ŞÜKÜRLE YAŞAMANIN AĞIRLIĞI VE KİBRİN ÇÖKÜŞÜ

Mükemmel bir hayatım yok belki…
Ama Rabbime şükreden bir kalbim var. İşte bu kalp, dünyanın bütün saraylarından, servetlerinden, koltuklarından daha değerlidir. Çünkü şükürle atan kalp, karanlık gecelerde bile güneş gibi doğar; insana nefes olur, insana güç olur.

Bazı insanlar vardır ki, sahip oldukları sağlığı, gençliği, parayı kendi başarısı zannederler. Kendilerini nimetten sayarlar. Aynaya baktıklarında gördükleri sadece kibirle şişmiş bir yüzdür. Oysa bilmezler ki bir saniyelik felç, bir damla kan, bir trafik kazası tüm “yenilmez” dedikleri hayatlarını yerle bir etmeye yeter. Dün mağrur adımlarla gezen nice insan, bugün bir kaşık çorbayı kendi başına içemiyor. Dünya, insana sahip olduklarını hatırlatmak için değil, kaybettiklerini göstermek için çark ediyor.

Bir görme engelliyi düşün… Gözleri görmez belki ama kalbinin derinlikleriyle gökyüzünü, yıldızları, denizin mavisini hisseder. Bir de sapasağlam gözlere sahip olup da annesinin duasını göremeyen, babasının gözyaşını fark etmeyenleri düşün… Asıl körlük hangisi?

Bir tekerlekli sandalyedeki genci düşün… Her adımı çabasıyla, her nefesi azmiyle yoğrulmuştur. Hayata tutunmak için savaş verir, yeniden doğmak için çırpınır. Bir de ayakları sağlam olduğu hâlde günlerini boş işlerle harcayan, kendi yolunu yürümeye üşenenleri düşün… Gerçek engel beden midir, yoksa tembellikle paslanan ruh mu?

Engellilik bir bedenin kusuru değildir; asıl engellilik, nimeti inkâr eden kalbin körlüğüdür. Engelsizlik sadece bir etiket, bir unvandır. Asıl mesele, kalbin şükürle mi yoksa nankörlükle mi attığıdır. Çünkü şükürsüz beden, bir yükten ibarettir; nankör ruh, bir çorak toprak gibidir.

Derdi dünya olanın yükü ağırdır.
Derdi Allah olanın kalbi hafiftir.
Şükürle yaşayan, bir avuç ekmeği bayram gibi yer. Nankör olan ise sofralarda boğulur da yine doyamaz.

Ey kibirle yaşayan insan! Unutma: Bugün kibirle çiğnediğin toprak, yarın seni bağrına basacak. Bugün küçümsediğin engelli, yarın senden daha dik duracak. Çünkü asıl değer, bedende değil, gönüldedir. Sen bir ömür boyu ayaklar altında paspas olmaya bile değmeyecek bir kibir taşırsın; ama şükürle yaşayanların izi, toprağın bile silemeyeceği bir mühür gibi kalır.

REHBER ENGELLİ HAK SAVUNUCUSU KOORDİNATÖR BAĞIMSIZ YAŞAM KOÇU MİLLİ YÜZÜCÜ YAZAR ŞAİR BİLGİSAYAR YAZILIMCISI
SAKARYALI YUSUF DURDURMUŞ