Sevmenin Sessiz Yüceliği: Aşkın Kalpte Kalan Yankısı
Sevgi… Öyle bir duygudur ki, ne tam anlamıyla tarif edilebilir ne de sınırları belirlenebilir. Bir bakışta başlar bazen, bazen bir kelimede çoğalır; ama her zaman bir yürekte yeşerir. Aşk ise, bu sevginin en yoğun, en derin halidir. İçten, beklentisiz ve karşılıksız olduğunda ise gerçekliğine ulaşır.
Modern çağda, sevgi çoğu zaman bir tüketim malzemesi gibi gösterilse de, onun en gerçek hali; birini sadece olduğu gibi kabullenmekte yatar. Sevgi, birini değiştirmeye çalışmak değil; onunla birlikte büyümeyi seçmektir. Aşk, kişinin bir başkasında kaybolması değil, onun yanında kendini bulabilmesidir.
Sevmenin asıl gücü, karşılık beklemeden sevebilme cesaretinde gizlidir. Çünkü sevgi, bir kalpte çiçek açtığında, onu yeşerten şey karşılık değil, niyettir. İnsan bazen bir tebessümle, bazen bir sessizlikle bile sevebilir. Gerçek aşk, gösterişli sözlerde değil; birlikte susarken bile huzur bulabilmektir.
Ne yazık ki günümüzde birçok insan, sevilmek için çabalıyor ama sevmek üzerine çok az düşünüyor. Oysa sevmek, insanı yücelten, ruhu iyileştiren, hayatı anlamlı kılan bir eylemdir. Sevmek, yalnızca bir kişiye yöneltilmiş bir duygu değil, varoluşun özüdür. Sevdiğinde insan kendini daha insan hisseder.
Unutulmamalıdır ki, aşk bir ihtiyaç değil, bir armağandır. Zorla olmaz, pazarlıkla kurulmaz. Aşk, ancak kalpten kalbe geçen dürüst bir duyguyla mümkündür. Ve bu duyguyu taşıyabilen kalpler, zamanla değil, içtenlikle bağ kurar.
Sevmenin önemini anlamak, aslında hayatı anlamaktır. Çünkü gerçek sevgi; kavgayı değil, uzlaşmayı; uzaklaşmayı değil, sabretmeyi; hükmetmeyi değil, birlikte yürümeyi öğretir.
Ve bazen bir kalbi sevmek, tüm dünyayı anlamaktan daha değerlidir.
SAKARYALI YUSUF DURDURMUŞ