Kalpten Kalbe: Huzurun Gerçek Anahtarı Para Değil, Sevgi ve Saygıdır
Dünyanın karmaşasında, yükselen binaların ve hızla dönen ekonomilerin gölgesinde, insanlık bir şeyi unutuyor: Kalbin sesini. Herkes bir şeylere yetişmeye çalışıyor, bir yerlere varmaya çabalıyor. Ama ne yazık ki çoğu insan, vardığı yerde ne huzuru bulabiliyor ne de gerçek sevgiyi.
Zamanla yitirdiğimiz en büyük değerlerden biri “kalbe dokunma” sanatıdır. Bu öyle bir sanattır ki, ne raflarda satılır ne de banka hesaplarında birikir. Çünkü bu sanat, sadece gönüllerde yaşar. Sevgiyle büyür, saygıyla kök salar, samimiyetle hayat bulur.
Birçok insan huzuru parayla satın alabileceğini sanır. Daha lüks evler, daha pahalı arabalar, daha gösterişli yaşamlar… Ama bütün bunların içinde bazen minicik bir tebessümün, içten gelen bir “merhaba”nın eksikliği hissedilir. İşte o eksiklik, kalbin özlediği hakiki sevgidir. O eksiklik, paranın alamadığı, sadece insanın yüreğinde yeşeren saygıdır.
Huzur, bir evin içini saran sessizlik değildir sadece. Huzur, bir sofraya sevgiyle oturabilmektir. Bir gözyaşını silebilmek, bir yüreğe dokunabilmektir. Huzur, kalabalıklar içinde bile yalnız hissetmeyip, birinin varlığıyla güç bulmaktır. Ve bu, ancak kalpten kalbe kurulan köprülerle mümkündür.
Toplum olarak sevgiyi, saygıyı ve empatiyi yitirdiğimizde; sadece huzurumuzu değil, insanlığımızı da kaybederiz. Engelli ya da engelsiz, zengin ya da yoksul, kadın ya da erkek… Hepimizin ortak ihtiyacı sevilmek, değer görmek ve anlaşılmaktır. Para bunun garantisi olamaz. Ama bir kalbin içten gelen sesi bunu sağlayabilir.
İnsanların gözlerine değil, yüreğine bakarak yaklaşan bir toplum, hem bireylerine huzur sunar hem de geleceğine umut taşır. Çünkü kalpler arasında kurulan bağlar, görünmeyen ama en güçlü bağlardır.
Unutmayalım: Huzur, sadece sessizlikte değil, sevgiyle bakan gözlerde ve saygıyla uzanan ellerdedir.
SAKARYALI YUSUF DURDURMUŞ