“ENGELLİ DEĞİLİM… AMA SEN ANLAMADIKÇA YALNIZIM” Kimi insanlar vardır, yürür ama yolun anlamını bilmez…
Kimi insanlar vardır, gözü vardır ama görmez;
Çünkü bakmakla görmek arasında,
vicdanla susmak arasında,
bir ömürlük fark vardır.
Bazen insanlar “Engelli misin?” diye sorar,
Ben de onlara derim ki: “Hayır… Engelli değilim. Ama siz anlamadıkça YALNIZIM.” Çünkü bu toplumda bastonun sesinden rahatsız olan kulaklar var,
bir tekerlekli sandalye geçerken yolunu değiştiren bedenler var…
ama en çok da yüreğini değiştirmeye cesareti olmayan zihinler var.  ZİHİNDEKİ DUVARLARI KİM YIKACAK? Engel gözde, kulakta, bedende değil…
Engel, kendi sınırlarını başkalarına dayatan dar kafalarda!
Sen görüyorsun diye anlamış olmuyorsun,
Sen yürüyorsun diye özgür sayılmıyorsun,
Sen işitiyorsun diye duyan olmuyorsun…
Gözleri görmeyen biri, hayata kör olmaz.
Ama kalbi görmeyen biri, insanlığa karşı körleşir!
İşte gerçek engel burada başlar…
Soruyorum şimdi:
Bir görme engelli olarak ben karanlıkta yaşamayı öğrendim.
Peki sen, aydınlıkta kaybolmayı nasıl bu kadar kolay öğrendin?  BAZEN GÖRMEK, SADECE IŞIK DEĞİL, ACIDIR DA Bazen biri gelir…
“Nasıl yapıyorsun? Nasıl yüzüyorsun? Nasıl şiir yazıyorsun, nasıl tek başına yaşıyorsun?” der.
Ben de sadece gülümserim. Çünkü anlatamam…
Anlatsam bile anlayamaz…
Çünkü onlar sadece gözle bakar.
Ben ise kalple hissederim, sabırla yürürüm, inatla başarırım.
Çünkü ben bir engeli değil, bir kaderi taşıyorum sırtımda…
Ve bu kader, beni zayıf yapmadı, aksine çelikten daha güçlü yaptı.
Benim hayattan beklentim yok belki…
Ama umutlarım öyle gürültülü ki;
gecenin en sessiz anında bile
içimde bir dev gibi ayakta durur!  ENGELSİZİM DİYENLER: HAKİKATTE NE KADAR ÖZGÜRSÜNÜZ? Sen rahatça yürüyorsun diye
gerçekten özgür müsün?
Telefonun çekmeyince öfkelenen bir zihnin,
bir ömür sessizlikte yaşayan bir bireyi anlaması mümkün mü?
Evet ben göremiyorum, ama yolumu buluyorum.
Ya sen?
Her şeyi gördüğünü sanırken
gerçekleri kaç kere inkâr ettin?
Sana bir sır vereyim mi?
Engelli olmak hiçbir zaman “yetersizlik” olmadı…
Ama “anlamayanlar arasında yaşamak”, işte bu gerçek bir yalnızlıktı.  BENİ DEĞİL, KENDİNİ SORGULA Ben artık kimseye kendimi anlatmak zorunda hissetmiyorum.
Çünkü anlatılanlar değil, anlaşılanlar iz bırakır.
Sen beni alkışlayınca güçlü olmuyorum.
Ben zaten o alkışsız sahnelerde
bin defa ayakta kalmayı öğrendim!
Ben senden bir şey beklemiyorum…
Sadece seni insanlığın aynasına davet ediyorum.
Bak ama bu kez yüreğinle bak!
Çünkü gözün gördüğü kadar değil,
kalbin hissettiği kadar GERÇEKSİN.  Artık başkalarının gözünde ne olduğum umurumda değil.
Çünkü ben gözümle değil, gönlümle görüyorum.
Ve bu dünyayı
yalnızca yürekten görebilenler gerçekten YAŞIYOR!  SAKARYALI YUSUF DURDURMUŞ
@ keşfet