Beni eleştirenlere sesleniyorum…
Ben kimim biliyor musunuz?
Ben, hayatımın hiçbir döneminde engelimi bahane etmedim.
Hiçbir kapının önünde “ben görmüyorum” diye dilenmedim, rica etmedim.
Yaradan bana ne verdiyse, onu alnımın teriyle taşımayı öğrendim.
Engelimi saklamadım, onurla taşıdım.
Ama hiçbir zaman, “ben engelliyim” diye ayrıcalık da beklemedim.
Benim duruşumun fiyatı yok.
Benim karakterim pazarda satılık değil.
Hiçbir çıkar için eğilmedim.
Nokta kadar menfaat için virgül gibi bükülmedim.
Kalbimde bir sevgi taşıdım hep.
Ama o sevgi ne çıkar içindi, ne rol yapar gibi…
Gerçekti. Derindi. Karşılıksızdı.
Ben, ellerini tutup ayağa kaldırdığım insanların bile
arkamdan hançerlediğine şahit oldum.
İçim burkuldu belki ama yine de kimseye kin tutmadım.
Çünkü ben kinle değil, vicdanla yürümeyi öğrendim.
Ben bu ömrü reklamla değil, emekle yoğurdum.
Beni tanımadan konuşanlara tek cevabım şu:
Ben, kalbimle savaş verdim.
İnsanlığım yüzünden yara aldım.
Dürüstlüğüm yüzünden dışlandım.
Ama yine de eğilmedim.
Çünkü doğruların yalnızlığı, yalancıların kalabalığından evladır bana.
34 yaşındayım.
Ve bu hayatın 24 yılını camialarda, STK’larda, projelerde, yüzme havuzlarında, bilgisayar başında geçirdim.
Birilerinin adamı olmadan…
El etek öpmeden…
Biat etmeden…
Ve ne oldu biliyor musunuz?
Bu yüzden hep sorun yaşadım.
Çünkü bu devirde dik duranları, önce sustururlar…
Sonra yalnız bırakırlar.
Ama ben yalnız kalmaktan korkmadım.
Yalnızken de güçlüydüm, susarken de haklıydım.
Ben görmeyebilirim…
Ama bu gözlerin göremediğini hisseden bir kalbim var.
Gözle görenler yollarını kaybederken,
ben aklımla, inancımla, vicdanımla yolumu buldum.
Rabbim ne verdiyse ona razı geldim.
İsyan etmedim, şikâyet etmedim, boyun eğmedim.
Çünkü her eksik gibi görünen şey, aslında insana başka bir tarafını güçlendirmeyi öğretir.
Benim de en güçlü yanım yüreğim oldu…
Benim kalbimde öyle bir adalet var ki,
her şeye rağmen kimseye kötülük düşünmedim.
Benim yüreğim öyle bir sevgiyle dolu ki,
ihanet görsem de yine insanlığımdan ödün vermedim.
Benim ruhum öyle bir kararlılıkla yoğruldu ki,
gözlerim görmese de gönlümle ışık saçtım.
Yoruldum mu? Evet.
Kırıldım mı? Defalarca.
Ama dimdik ayaktayım hâlâ.
Çünkü ben hayata diz çökmeyi değil, hayata meydan okumayı öğrendim.
REHBER – BAĞIMSIZ YAŞAM KOÇU – MİLLİ YÜZÜCÜ – KOORDİNATÖR – ŞAİR – YAZAR – BİLGİSAYAR YAZILIMCISI – SAKARYALI YUSUF DURDURMUŞ