İNSANLIĞIN GERÇEK ÖLÇÜSÜ Hayatın terazisi vardır, ama bu terazi parayı, makamı ya da unvanı tartmaz. Bu terazinin kefesine konan şey, insanın yüreğidir . Ne yazık ki çoğu zaman insanlar sahip oldukları mallarla, diplomasıyla, etiketleriyle büyüdüklerini zannederler. Oysa insanı insan yapan şey, ne kadar insan kalabildiğidir .
Bir düşünelim… Gözleri görmeyen bir insan, sabırla hayatın içinde yürürken, aslında bizlere “gerçek görmenin” gözle değil, kalple olduğunu öğretir. Öte yanda engelsiz bir birey, burnundan kıl aldırmayan kibriyle çevresine tepeden bakarken, kalp gözünü tamamen kapatmıştır. Hangisi daha “engelli”dir? Bedeninde kusur taşıyan mı, yoksa ruhunda kibir taşıyan mı?
Helal 2 lira, haram 5 liradan daima büyüktür. Çünkü o 2 liranın içinde alın teri, helallik ve insanlık vardır. Aynı şekilde, engelli bir bireyin azmi ve gayreti, kibirli bir engelsizin sahip olduğu bütün imkânlardan daha değerlidir. Matematik bunu ölçemez; çünkü matematiğin bilmediği bir denklem vardır: İnsanlığın denklemi.
Diplomayla akıllı olunmaz, parayla adam olunmaz. Nice diplomalılar vardır, cahilce yaşayan. Nice zenginler vardır, insanlıktan yoksun olan. Ama bir de gözleri görmeyen, ayakları yürümeyen, elleri tutmayan nice insanlar vardır ki; azimleriyle, sabırlarıyla, ürettikleri eserlerle herkese ders olurlar. İşte o anda anlarsınız: Engeller, bedende değil, kalpte ve zihindedir.
İnsanoğlu şunu unutmamalıdır: Mal, mülk, para, diploma bir gün yok olup gider. Fakat insanın yüreğinde taşıdığı merhamet, tevazu, samimiyet ve adalet sonsuza kadar iz bırakır. Gerçek miras, geride bıraktığımız evler, arabalar değil; insanlara verdiğimiz umut, sevgi ve iyiliktir.
Bugün bir engelli, azmiyle hayatı göğüslerken; bir engelsiz, şımarıklığıyla hayatı heba edebiliyor. Bir engelli, insanlığın ne demek olduğunu yaşatarak öğretiyor; bir engelsiz ise, insanlıktan bihaber yaşıyor. Öyleyse engel; sandığımız gibi bedende değil, ruhun derinliklerindedir.
Sonuçta, insanı büyüten de küçülten de yine kendi yüreğidir. İnsanlığın olmadığı yerde para sadece kâğıt, makam sadece sandalyedir. Ama insanlığın olduğu yerde en küçük çaba bile, dağlardan daha yüce bir anlam taşır.
İnsanoğlu, şunu asla unutma:
Sahip olduğun şeyler seni insan yapmıyorsa, sonuçta kocaman bir hiçsin.  ENGELLİ HAK SAVUNUCUSU REHBER BAĞIMSIZ YAŞAM KOÇU KOORDİNATÖR MİLLİ YÜZÜCÜ YAZAR BİLGİSAYAR YAZILIMCISI ŞAİR SAKARYALI YUSUF DURDURMUŞ