Nankörlüğünü yarası

Nankörlüğünü yarası

Nankörlüğün Karanlık Yarası: İnsanlığın En Büyük İmtihanı Hayatta karşılaşılan en ağır darbeler, düşmanlardan değil; dost bildiklerimizden gelir. Yabancıdan gelen kötülüğü kolay unuturuz, ama nankörlüğü hiç unutamayız. Çünkü nankörlük, iyiliğin, güvenin ve insanlığın yüzüne atılan kara bir lekedir.

Birine el verirsiniz, düştüğünde kaldırırsınız, acısını paylaşır, yarasını sararsınız. Karşılığında beklediğiniz tek şey vardır: Vefa. Ama nankör olanlar, o eli unutur, o yarayı inkâr eder, hatta bazen sizi o yarayla suçlar. İşte bu yüzden nankörlük, sadece kalbi değil, insanlığın özünü de yaralar. Engelsiz bireylerin nankörlükleri • Çocukken beraber büyüdüğünüz bir arkadaş, bugün çıkarları uğruna sizi görmezden gelir.
• İş bulmasına, evlenmesine, hatta ekmek kazanmasına vesile olduğunuz bir insan, sizi hatırlamaz.
• Bir sofrada beraber yemek yediğiniz, dertleştiğiniz dostunuz, en küçük bir yanlışınızda sizi yok sayar. Engelli bireylerin yaşadığı nankörlükler • “Yanındayım” deyip destek vaat edenler, en küçük bir engelde ilk terk edenler olur.
• Zorluklara rağmen yanında yürüdüğünüz, omuz verdiğiniz kişi, menfaatleri bittiğinde sizi unutur.
• Kalbinizi açıp güven verdiğiniz insanlar, toplumun önyargısını kırmaya çalışırken sırtınızdan hançerler. Bir engelli için bu acı daha büyüktür. Çünkü zaten hayatın yükü ağırdır, zaten toplumun ön yargısı yıpratıcıdır. Böyle bir hayatta tek sığınak, dostun vefasıdır. Ama o vefa yoksa, nankörlük daha da derinden yakar. İnsan o zaman anlar: Asıl engel gözde, ayakta, bedende değil; asıl engel kalbi kör olmuş insanlardadır. Günlük hayattan dersler • Birine borcunu ertele, “sana minnettarım” desin; ama gün gelir selamını bile esirgesin.
• Birine ekmeğini bölüştür, evine al, kapını aç; ama o kişi en küçük menfaatte sana kapısını kapatsın.
• Hastalığında ziyaret ettiğin, derdinde yanında olduğun insan, sağlığına kavuştuğunda seni görmezden gelsin.
• Birine yol aç, ona destek ol; sonra o kişi yolunu bulunca seni yolun kenarında bıraksın. Bunlar yaşanmış, yaşanacak hayat gerçekleridir. Ve her biri bize tek bir şeyi öğretir: Nankörlük, insanın kalbindeki en ağır engeldir. İyilik karşılıksızdır, evet. Ama nankörlükle karşılaşmak, insana ders olur. Kim vefalı, kim sahte; kim dost, kim düşman; kim insan, kim sadece insana benzeyen bir gölge… İşte bu ayrımı nankörlük gösterir.

Unutmayalım: • Vefalı olan, sözünü tutar.
• Nankör olan, en tatlı sözlerin arkasında zehir gizler.
• Gerçek dost, yanındadır.
• Sahte dost, işine gelmeyince arkana bile bakmaz. Son bir soru Bugün size el uzatan birine, yarın siz sırt çevirecek misiniz?
Bugün iyiliğini gördüğünüz bir insanı, yarın görmezden gelecek misiniz?
Bugün bir dostun ekmeğini bölüştünüz, yarın o sofrayı unutacak mısınız?

İnsanlık tam da bu sorularda sınanır.
Ve cevabı her insan, kendi vicdanıyla verir.  REHBER KOORDİNATÖR
ENGELLİ HAK SAVUNUCUSU
BAĞIMSIZ YAŞAM KOÇU
MİLLİ YÜZÜCÜ
YAZAR
ŞAİR
BİLGİSAYAR YAZILIMCISI
SAKARYALI YUSUF DURDURMUŞ