BİZE DAYI DEĞİL, ADALET GEREK!
Bu ülkede engelli bireyler olarak tek isteğimiz, kendi emeğimizin karşılığını almak.
Ne fazlası, ne eksiği…
Ama gelin görün ki; sahte diplomalarla makam sahibi olanlar, torpille iş bulanlar, “Ankara’da tanıdığın varsa işin tamam” diyenler, sistemin önüne set çekiyor.
Sınava giriyoruz, yüksek puan alıyoruz. 84, 90, 95… Ama sonuç listesinde ismimiz yok. Sonra bir bakıyoruz, bizden düşük puanlı biri atanmış. Neden? Çünkü onun “dayısı” var, “kapısı” var.
KAPI VAR AMA GİRİLEMİYOR
“Ankara’da kapımız var” diyenler var.
Ama biz o kapıya gittiğimizde, bazen kapı yüzümüze kapanıyor.
O makam odasına girdiğimizde ise, makamın kibrine kapılmış bir yüzle karşılaşıyoruz.
Bizi tanımamazlıktan gelenler, göz teması bile kurmayanlar… O an anlıyoruz ki, kapı sadece tabelede var.
Bu sadece bizi değil, ailelerimizi de yıpratıyor. Umudumuzu kırıyor.
ENGELLİ MAAŞI GEÇİM SAĞLAMIYOR
Bugün bir engelli maaşı, bırakın geçinmeyi; faturaları bile zar zor ödüyor.
Markete gidiyorsunuz, bir file dolusu temel gıda alıyorsunuz, kasada 2.000 TL’yi geçiyor.
Kira fiyatları uçmuş, en ucuz ev 8-10 bin lira olmuş.
Evin yoksa maaşın yarısı kiraya, kalan yarısı da gıdaya gidiyor. Ay sonu gelmeden cebinde para kalmıyor.
Üstelik bu maaşla evlenmek, aile kurmak, çocuk yetiştirmek hayal.
Çünkü “Gelirin yok” diye reddedilen nice evlilik teklifleri var.
ENGELLİ ÇALIŞAN SINAVA GİRMEMELİ
Bir başka adaletsizlik de şu:
Zaten devlette çalışan engellilerin yeniden sınava girip, maaşını artırmak için başka kuruma geçmesi.
Bizim önümüz tıkanıyor, atanamayan binlerce engelli işsiz kalıyor.
Bu durumun acilen düzeltilmesi, sınavların gerçekten işsiz engellilere öncelik vermesi gerekiyor.
HER ŞEYİN ÖNÜNE TORPİL KONMUŞ
Üyelik zorunluluğu, parti bağlantısı, hemşehrilik ilişkileri…
Bu ülkede liyakat konuşmuyor.
Bir yerlere gelmek için engelli de olsan, eğitimli de olsan, çalışkan da olsan, “doğru kapı”yı bulman gerekiyor.
Ama biz diyoruz ki:
Kapı herkese eşit açılsın.
Makam odasına giren engelli, insan yerine konulsun.
DİNİ DEĞERLERİ İSTİSMAR ETMEYİN
Allah’ın adını kullanarak yalanı süslemek, engellinin hakkını yemek, adaleti yok saymak…
Bu, kul hakkının en ağır olanı.
Gerçek adalet, hak edenin hakkını aldığı yerde başlar.
EY SİYASİLER!
Biz lüks makam araçları istemiyoruz.
Biz ayrıcalık istemiyoruz.
Biz, evimizin kirasını, mutfağımızın masrafını, faturalarımızı ödeyebileceğimiz kadar onurlu bir yaşam istiyoruz.
Lütfen biraz da bizim soframıza oturun.
Bir ay bizim maaşımızla geçinmeye çalışın.
Bir engellinin iş ararken yaşadığı hayal kırıklığını hissedin.
BİZE ADALET VERİN, UMUDUMUZU ALMAYIN
Bizim istediğimiz çok basit:
Emeğimizin karşılığını almak.
Hak ettiğimiz yerde, onurumuzla yaşamak.
Sahte diploma ile, torpil ile, tanıdık ile değil; alın teri ile yükselmek.
Ve yüksek sesle söylüyoruz:
BİZE DAYI DEĞİL, ADALET GEREK!
REHBER ENGELLİ HAK SAVUNUCUSU KOORDİNATÖR
BAĞIMSIZ YAŞAM KOÇU
MİLLİ YÜZÜCÜ
BİLGİSAYAR YAZILIMCISI
YAZAR – ŞAİR – SAKARYALI YUSUF DURDURMUŞ