Hayatın Ceketleri ve İnsanlığın Çıplak Gerçeği
Zaman…
Kimileri ona “her şeyin ilacı” der.
Oysa zaman, yarayı kapatmaz; yalnızca üstünü örter.
Sessizce, yavaş yavaş uyuşturur.
Ama bir gün gelir, hiç beklemediğin bir anda — bir şarkının notasında, bir cümlenin gölgesinde, bir sokağın sessiz köşesinde — o eski yara aniden uyanır.
Ve anlarsın… Bazı acılar geçmez.
Sadece kalbinin derinliklerinde, zamanı geldiğinde yeniden canlanmak üzere bekler.
Hayat, bize asla “hazır ol” demez.
Bir sabah, güneşin aydınlığına kara bir haber düşebilir.
Bir akşam, umudun en sönük anında bir mucize kapını çalabilir.
Çünkü hayat; çizelgelere sığmayan, hesaplara meydan okuyan, en büyük sürprizlerin sahnesidir.
Sevgi…
Bir kelimeden öte, insanlığın en saf aynasıdır.
Karşılık beklemeden, içtenlikle uzanan bir eldir.
Ve bil ki, dünyanın en zengin insanı; cebinde değil, yüreğinde sevgiyi taşıyandır.
Hiçbir para, seni sen olduğun için seven bir kalbi satın alamaz.
Sevgi, sadece emekle, sadece samimiyetle kazanılır.
Hayatta en büyük hazine, düşerken seni tutacak bir eldir.
Yorgun omuzlarına konan bir dost eli, gözyaşına ortak olan bir yürek…
Bunlar, hiçbir bankada saklanmaz; yalnızca insan yüreğinde saklanır.
Makam, mevki, rütbe, unvan…
Bunlar birer cekettir.
Ve bir gün, o ceketi çıkarır, askıya asar, sessizce çekip gideriz.
Arkamızda ne şöhret, ne alkış, ne de servet kalır.
Sadece insanlığımız kalır.
Ve unutma:
Bu dünyadan yalnızca çıplaklığımızı götürebiliriz.
Ne mal, ne mülk, ne unvan bizimle gelir…
Bizden geriye kalan, dokunduğumuz hayatlar, paylaştığımız sevgiler, kuruttuğumuz gözyaşlarıdır.
O hâlde…
Bugün, yarını beklemeden mutlu olmayı seç.
Bugün, sev.
Bugün, affet.
Bugün, bir yaraya merhem ol.
Çünkü belki de senin küçücük bir iyiliğin, birinin hayata tutunma sebebi olacak.
Ve unutma dostum;
Hayat, geriye baktığında “iyi ki” diyebildiğin anlardan ibarettir.
Gerisi sadece gürültü…  REHBER BAĞIMSIZ YAŞAM KOORDİNATÖRÜ, ENGELLİ HAK SAVUNUCUSU, MİLLİ YÜZÜCÜ, YAZAR, ŞAİR, BİLGİSAYAR YAZILIMCISI
SAKARYALI YUSUF DURDURMUŞ